Evliliğin boşanma ile sonuçlanması halinde yoksulluğa düşecek olan taraf birtakım şartların varlığı halinde diğer eşten yoksulluk nafakası isteyebilir. Medeni Kanun evlilikten sonra kişinin yoksulluğa düşmemesi ve geçimini sağlayabilmesi için böyle bir düzenleme getirmiştir. Yoksulluk nafakası, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde düzenlenmiştir.
“Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”
Madde metninden de anlaşılacağı üzere taraflardan birinin yoksulluk nafakası isteyebilmesi için iki şartı haiz olması gerekli ve yeterlidir.
- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması
- Diğer taraftan daha ağır kusurlu olmaması
Eşlerden biri, boşandığında, evlilik birliği sırasında sahip olduğu standartlardan daha düşük standartlara sahip olacaksa, geçimini sağlamakta zorlanacaksa yoksulluk nafakası talep edebilir. Nafaka talep eden tarafın karşı tarafa göre daha az kusurlu olması gerekir. Burada önemli olan kusurlu veya kusursuz olmak değil nafaka borçlusundan daha ağır kusurlu olmamaktır. Yani ağır kusuru olan taraf yoksulluk nafakası talep edemezken kusurların eşit olması halinde nafaka talep edilebilecektir.
Yoksulluk nafakası talebi, boşanma davası ile birlikte yöneltilebilmektedir. Boşanma davası ile birlikte talep edilmeyen yoksulluk nafakası için, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde dava açılması gerekmektedir. Hakim re’sen yoksulluk nafakasına hükmedemez, nafaka alacaklısının talep etmesi gerekir.
Anlaşmalı boşanma sırasında yoksulluk nafakası talep edilmez ise boşanmaya karar verildikten sonra yoksulluk nafakası talep edilemez, taraf yoksulluk nafakasından feragat etmiş kabul edilir.
Yoksulluk nafakası için açılacak davalar nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Görevli mahkeme ise Aile Mahkemeleri’dir.
Yoksulluk nafakasının süre olarak sınırlaması yoktur. Mahkemeden süresiz olarak talep edilebilir. Nafaka; taraflardan birinin ölümü veya nafaka alacaklısının başka biriyle evlenmesi halinde kendiliğinden kalkar. Nafaka alacaklısının başka biriyle evli gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde ise nafaka borçlusunun dava açması halinde ancak mahkeme kararıyla kaldırılır.
Yoksulluk nafakası talep eden eşin gelirinin olması durumunda, mahkeme somut olaya göre karar vermektedir. Yargıtay’ın görüşüne göre eşin maaşı varsa ve bu maaş yoksulluğa düşmesini engelliyorsa o zaman eşe yoksulluk nafakası bağlanmaması gerekir. Fakat, eşin maaşı olsa bile bu maaş onun geçinmesi için yeterli değilse ve eş boşanma ile her halükarda yoksulluğa düşecek ise o zaman yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir.
Kanun’a göre yoksulluk nafakası toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenir. Uygulamada ise çoğunlukla, yoksulluk nafakasının irat biçiminde ödenmesi talep edilmekte ve mahkemelerce bu doğrultuda karar verilmektedir. Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına tarafların talebi üzerine mahkeme tarafından karar verilebilir. Nafakanın ne miktarda ödeneceği tarafların sosyal ve ekonomik koşullarına göre sübjektif olarak belirlenir.
