213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 253. ve 254. maddeleri uyarınca, defter tutmak mecburiyetinde olanlar, tuttukları defterleri ve belgeleri; defter tutmak mecburiyetinde olmayanlar ise almaya mecbur oldukları fatura, gider pusulası ve müstahzil makbuzunu ilgili bulundukları takvim yılını izleyen yıldan başlayarak 5 yıl süre ile muhafaza etmek zorundadırlar. Vergi Usul Kanunu m. 256 gereğince; mükellefler, muhafaza yükümlülüğü altında olan defter ve belgeleri yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorundadırlar.
Defter ve belgeleri ibraz etmemek, kanunda seçimlik hareketli suç olarak düzenlenen kaçakçılık suçunun fiillerinden biridir. Kanuna göre; tutulan veya düzenlenen saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin gizlenmesi fiili, kaçakçılık suçu kapsamında değerlendirilmekte ve bu on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir. Hapis cezasının yanında; vergi ve vergi ziyai cezası tarhiyatı da söz konusu olmaktadır. Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir. Gizleme suç tipinin oluşabilmesi için birtakım şartların varlığı gerekir. Bir fiilin “gizleme” olarak değerlendirilebilmesi için;
- Defter, kayıt ve belgelerin tutulma veya düzenlenme ve saklanma ve ibraz zorunluluğunun olması, – Defter, kayıt ve belgelerin varlığının sabit olması,
- İbrazın vergi incelemesi amaç ve kapsamında istenmesi,
- Defter, kayıt ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kişilerce vergi incelemesi amacıyla istenmesi, – İbraz talebinin saklanma (muhafaza) süresi içinde yapılması,
- İbraz edilmesi için süre verilmesi,
- İbraz edilememe halinde bunun haklı bir sebebe dayanmaması, şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Defter, kayıt ve belgeleri “gizleme” fiili ile ilgili olarak açılan davalarda yargılama yeri, asliye ceza mahkemeleridir. Gizleme, ceza yargılamasını gerektiren bir suç olduğundan, suç, ceza hukukunun genel ilkeleri açısından değerlendirilmelidir. Genel ilkeler açısından suçun oluşması, kanunilik unsuru, maddi unsur, manevi unsur ve hukuka uygunluk unsurlarının varlığına bağlıdır. Bu bağlamda; mükellefin defter ve belgeleri var olduğu halde defter, kayıt ve belgelerin gizlenmesi fiilini bilerek ve kasten işlemiş olması gereklidir.
Defter ve belgelerin, vergi incelemesi dışında herhangi bir nedenle ibraz edilmesinin istenildiği durumlarda, “gizleme” fiilinden bahsedilemez. Defter ve belgelerin, Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesindeki mücbir sebeplerden herhangi birinin varlığı nedeniyle ibraz edilmemesi halinde de “gizleme” fiili oluşmaz. Mücbir sebep hali ortadan kalkıncaya kadar suç oluşmaz.
İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 12.01.2015 tarih ve 2013/3863 Esas- 2015/287 Karar sayılı ilamı
“Sanık hakkında 2002 ve 2003 takvim yıllarına ait defter ve belgeleri yapılan tebligata rağmen süresinde ibraz etmediğinin iddia olunması, sanığın, suça konu 2002 ve 2003 yıllarına ait defter ve belgelerin muhasebecisi H…’da olduğunu, bu kişinin anılan defterleri kendisine iade etmediğini savunması, muhasebeci H.. hakkında sanığa ait defter ve belgeleri iade etmediğinden bahisle Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 14.9.2007 tarih ve 2007/.. esas sayılı iddianamesiyle güveni kötüye kullanma suçundan kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, adı geçen muhasebeci tanık olarak dinlenilerek, suça konu 2002 ve 2003 takvim yıllarına ait defter ve belgelerin suç tarihinde kendisinde olup olmadığının sorulması, sanığa iade ettiğini beyan etmesi halinde varsa buna dair teslim/tesellüm belgesi temin edilip dosya içerisine konulmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmektedir.”
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 20.03.2002 tarih ve 2002/1437 Esas-2002/2333 Karar sayılı ilamı
“Sanık Mustafa Çubukçuoğlu’nun 1995-1996 yılları defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeniyle düzenlenen 31.10.1997 gün ve 40-76 Sayılı suç raporuna göre verilen 13.11.1997 gün ve 11135 Sayılı defterdarlık mütalaası gereğince açılan kamu davasında; faaliyetin 31.3.1996 tarihinde sona erdiği Çarşamba Vergi Dairesinin 22.1.1997 tarihli yakalama fişiyle tespit edildiği, defter ve belgelerin ibrazına ilişkin tebligatın yapıldığı 3.9.1997 tarihinde işyerinin faal olmadığı, böylece yapılan tebligatın 213 Sayılı Yasanın 139. maddesine uygun olduğu anlaşıldığından atılı suçla ilgili deliller toplanıp sanığın hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden suç raporu ve vergi inceleme raporunda defter ibraz etmeme eyleminden söz edilmediği ve işyerinin kapalı olduğuna dair tevsik işlemi yapılmadığından bahisle yapılan tebligatın usulsüz olduğu kabulü ile beraat kararı verilmesi bozmayı gerektirmektedir.”
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 24.12.2014 Tarih 2013/2835 Esas 2014/22283 Karar sayılı ilamı
“Sanığın tebliğden sonra Anchordefter belgelerini Kaynaşlı Mal Müdürlüğüne götürdüğünü, görevlinin vergi denetmenlerinin olmadığını, gelirlerse kendisine haber vereceklerini söylediklerini, bu nedenle ibraz etmediği savunması ve Kaynaşlı Mal Müdürlüğü görevlisi ve isteme dair yazıyı sanığa tebliğ eden H.. H..’un tanık olarak alınan ifadesinde, tebligattan bir kaç gün sonra sanığın defterlerle birlikte Kaynaşlı Mal Müdürlüğüne geldiğini, o esnada vergi denetmenlerinin olmadığını söylediğine ilişkin beyanı karşısında, sanığın suç kastını ortaya koyan delillerin nelerden ibaret olduğu gerekçeli kararda gösterilip tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinin bozmayı gerektirmektedir.”
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 09.12.2015 Tarih 2015/14994 Esas 2015/8292 Karar sayılı ilamı
“Sanığa ait 2007 takvim yılı belgelerinin geçerli tebligatla istendiği, ancak sanık tarafından ibraz edilmediğinin iddia edildiği olayda; sanığın 15 günlük süre dolmadan 2007 yılına ait işletme defterini, alış ve satış faturalarını denetmenliğe götürdüğü, ancak denetmenlik tarafından emtiaların sadece tutar olarak gösterildiği, miktar olarak yazılmadığı gerekçesiyle iade edildiği, bu eksikliğin giderilip yeniden ibrazın istendiği anlaşılmakla; sanığın defter ve belge ibraz etme yükümlülüğünü yerine getirdiği, belgelerdeki eksikliğin vergi inceleme raporuna yansıtılabilecek bir husus olduğu, sanığa atılı suçun unsur itibariyle gerçekleşmemiştir.”
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 16.12.2015 Tarih 2015/20778 Esas 2015/8652 Karar sayılı ilamı
“Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, Fatih Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 26.07.2012 tarihli yazısında sanığın terk işlemleri sonrası basım ve tasdikini yaptırdığı fatura ve sevk irsaliyelerini daireye ibraz ettiği, kullanılmayan belgelerinin 18.07.2006 tarihli tutanakla imha edildiği ve bu belgelerin dışında ibraz edilmiş defteri bulunmadığının belirtildiği, yine dosyada bulunan vergi suçu ve ekindeki inceleme raporunda, sanığın varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defterinin bulunduğu konusunda açıklık bulunmadığının anlaşılması karşısında, bu husus araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinin bozmayı gerektirmektedir.”